Zanaat, Tasarım ve Sanat Üçgeninde “Çağdaş Takıdan Yansımalar”

Çağdaş mücevher tasarımı bugün birçok disipline yayılan bir anlayışla varlık gösteriyor. Zanaatın her zaman önemli olmasının yanı sıra tasarım ve sanat alanları da mücevher tasarımının ayrılmaz bir parçası. Galeri Santim’de gerçekleşen Çağdaş Takıdan Yansımalar sergisi, bu anlayışla üreten 25 tasarımcının takılarını bir araya getiriyor. Aynı zamanda 18. İstanbul Bienal’inin yan etkinliği olan sergi ve mücevher tasarımının geleceği hakkında Toz design ve Galeri Santim’in kurucusu Leyla Taranto ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Toz design 19 yıldır varlık gösteriyor. 2016 yılından bu yana da Galeri Santim adıyla bir galeri eklenmiş yapısına. Ne tür sergiler ve etkinlikler düzenliyorsunuz? Mücevherin görünürlüğünü artırmak için ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

Galeri Santim, Türkiye’de tasarımcı çeşitliliği ve üretim ölçeği açısından bu boyutta varlık gösteren tek çağdaş mücevher galerisi. Uzun yıllar Toz Design markamla yurtiçi ve yurtdışında sergilere katıldıktan sonra, Galeri Santim bana çağdaş mücevher alanında üreten tasarımcıların işlerini bir araya getirebileceğim bir mekân yaratma imkânı verdi. Bugün galerimizde, çoğunluğu yerli olmakla birlikte uluslararası alanda üretim yapan 25’ten fazla tasarımcının farklı işleri yer alıyor.

Canan Durukal, “Derinden Dokunuşlar”, broş, parşömen deri. @Galeri Santim

Galerimizdeki işleri yalnızca İstanbul’daki sergilerle değil, yurtdışında temasta olduğumuz küratörler aracılığıyla da tanıtmaya çalışıyoruz. Ayrıca kurucu üyesi olduğum Jewelry Links kolektifiyle, 2018’den bu yana yurtiçinde yaklaşık beş, yurtdışında ise ona yakın sergi gerçekleştirdik. En son sergilerimizden biri geçen yıl Münih’te, diğeri ise Mardin Bienali döneminde gerçekleşti.

Yurtdışındaki sergilerde izleyicilerle doğrudan temas kurmak her defasında ayrı bir keyif. Türkiye’de yalnızca geleneksel üretimi bilen -hatta bazen onu dahi bilmeyen- izleyicilere, tümüyle farklı fikir, malzeme ve tekniklerle ortaya çıkan işleri tanıtmak gerçekten çok heyecan verici oluyor.

Mücevher tasarımı sanat ve zanaatın birleştiği bir yerde, her ikisine de yakın duruyor sanki. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz mücevher tasarımını?

Ülkemizde mücevher üretimi uzun yıllar boyunca usta–çırak ilişkisine dayalı geleneksel yöntemlerle yürüdü. İşçilik her zaman çok güçlüydü ama yeniliğe pek alan tanınmadı. Son dönemde ise, kendi tasarım dili, malzeme yaklaşımı ve kavramsal yönüyle fark yaratan tasarımcılar ortaya çıktı. Bu da mücevheri sadece bir zanaat ürünü olmaktan çıkarıp, zanaatla birlikte tasarım ve sanatın kesiştiği başka bir boyuta taşımış oldu.

Ben çağdaş mücevheri artık yalnızca bir zanaat değil, zanaat–tasarım–sanat üçgeni içinde gelişen bir alan olarak görüyorum.

Sinem Yıldırım, kanaviçe broş, toz boyalı pirinç, naylon tel, çelik. @Galeri Santim

Çağdaş Takıdan Yansımalar sergisi Bienal’e yan etkinlik olmuş mücevher alanındaki ilk sergi olma niteliğini taşıyor. Bu belki gelecek için sanat ve zanaatın başka işbirlikleri için de umut vadeden bir gelişme. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

İşbirliklerinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Ancak zanaat tarafında bugün bir sorun var: el sanatlarını öğrenmek isteyenlerin azalması ve ustaların yetiştirecek çırak bulamaması. Bu durum, geleneksel üretim bilgisinin aktarılmasını her geçen gün biraz daha zorlaştırıyor. Buna karşın, çağdaş mücevher alanında üretim biçimleri hızla değişiyor. Akıllı teknolojiler, yeni malzemeler ve hatta yapay zekânın dâhil olduğu robotik süreçler artık mücevher üretiminde de kendini göstermeye başladı. Bu dönüşümü izlemek hem benim için hem de Galeri Santim açısından oldukça heyecan verici.

Sanat, tasarım ve zanaatın dönüşen biçimiyle ortaya çıkan işleri ziyaretçilerimizle paylaşmak Galeri Santim için her zaman anlamlı ve değerli olacaktır. Bienalle sınırlı kalmadan, bu alandaki yenilikleri takip etmeye ve izleyiciyle buluşturmaya devam edeceğiz.

Francesca Vitali, barra broş, kağıt, çelik. @Galeri Santim

Çağdaş Takıdan Yansımalar sergisi ile üç ayaklı kedi metaforunun birbiriyle örtüştüğü kavramsal çerçeveyi açıklamanız mümkün mü?

Geleneksel mücevher kullanımının hâlâ baskın olduğu bir ortamda, bağımsız bir galeri olarak varlığımızı sürdürmek kolay değil. Bu nedenle bienalin “Üç Ayaklı Kedi” metaforuyla kurduğumuz bağ bizim için çok anlamlı.

Farklı yürüyen ama yürümekten asla vazgeçmeyen bir duruşla, taşınabilir sanat nesneleri diyebileceğimiz işleri sergiliyor; bu işleri ve yaratıcılarını daha geniş bir izleyici kitlesiyle buluşturmayı önemsiyoruz.

Özgün malzeme ve yaklaşımlarla ortaya çıkan Çağdaş Takıdan Yansımalar sergimizin bienal izleyicisiyle buluşmasının değerli olacağına inanıyoruz.

Zanaat, Tasarım ve Sanat Üçgeninde “Çağdaş Takıdan Yansımalar” yazısı ilk önce ArtDog Istanbul üzerinde ortaya çıktı.