Her sene ödül sezonunun başlangıcı olarak görülen ve bu yıl 35. kez düzenlenecek olan Gotham Ödülleri’nin adayları, Gotham Film ve Medya Enstitüsü tarafından geçtiğimiz günlerde açıklandı. Organizasyonun direktörü Jeffrey Sharp, 40 film ve 25 performansın dâhil edildiği bu yılki adayların cesur ve özgün hikâye anlatımıyla öne çıktıklarının altını çizdi. Film eleştirmenlerinden, gazetecilerden, festival programcılarından ve film küratörlerinden oluşan komite tarafından seçilen adaylar arasında ise bağımsız sinemanın usta yönetmenlerinin son filmlerinin yanı sıra yeni sinemacılarının ilk filmleri de dikkat çekiyor.
Gotham Ödülleri – Aday Listesinde Öne Çıkan Filmler
Boogie Nights (1997), Magnolia (1999), There Will Be Blood (2007) ve Phantom Thread (2017) gibi filmleriyle kendisine şahane bir filmografi inşa eden auteur yönetmen Paul Thomas Anderson’ın 100 milyon doların üzerindeki bütçesiyle dikkat çeken son filmi One Battle After Another, eski düşmanlarının yıllar sonra ortaya çıkışıyla bir kızı kurtarmak için yeniden bir araya gelen eski devrimci bir grubun hikâyesini anlatıyor. Sinematik meziyetleriyle ve oyuncu performanslarıyla eleştirmenler tarafından övgülere boğulan filmin başrolünde ise oynadığı her filmle ses getirmeyi başaran Oscarlı aktör Leonardo DiCaprio yer alıyor. Film, Gotham Ödülleri’nde aldığı 6 adaylıkla zirvede.
Bugonia, 2025, yönetmen Yorgos Lanthimos.
Gotham Ödülleri’nde En İyi Film adaylarından biri olan Bugonia, daha önce The Favourite (2018), Poor Things (2023) ve Kinds of Kindness (2024) filmlerinde de birlikte çalışmış olan Yorgos Lanthimos ve Emma Stone ikilisinin son işbirliği olarak dikkat çekiyor. Komplo teorilerine meraklı iki gencin büyük bir şirketin CEO’sunu gezegenimizi yok etmeye niyetli bir uzaylı olduğuna inandıkları için kaçırmasını anlatıyor. Stone’a Jesse Plemons’ın ve Aidan Delbis’in eşlik ettiği film, Lanthimos’un kendine has sinematik anlatımına yaraşır şekilde sürreal ve absürt bir deneyim vaat ediyor. Filmin müzikleri ise yönetmenin önceki filmlerinde de birlikte çalıştığı Jerskin Fendrix imzası taşıyor.
En İyi Film ve En İyi Çıkış Yapan Yönetmen kategorilerinde aday gösterilen Familiar Touch, kısa filmleriyle tanınan Sarah Friedland’ın ilk kurmaca uzun metraj filmi. Venedik Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ve En İyi İlk Film ödülleriyle dönen film, 80’li yaşlarındaki bir kadının değişen hafızasının, arzularının ve kimliğinin ortasında bakıcılarıyla yaşadığı çatışmalı ilişkiyi konu ediniyor. Kathleen Chalfant başrolü üstlenirken filmin büyük bir kısmının çekildiği Kaliforniya’daki Villa Gardens isimli bakımevi çalışanları ise yardımcı oyuncu olarak yer alıyor. Daha ilk filmiyle eleştirel anlamda büyük beğeniler toplayan Friedland’ın kariyer geleceği ise oldukça heyecan verici.
Oldboy (2003), Thirst (2009) ve The Handmaiden (2016) gibi kült filmlerin usta yönetmeni Park Chan-wook’un yeni filmi No Other Choice, Gotham Ödülleri’nde En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Uluslararası Film ve En İyi Başrol Performansı (Lee Byung-hun) dallarında aday gösterildi. Film, birkaç yıl işsiz kaldıktan sonra yeni bir iş bulabilmenin çaresini rakiplerini ortadan kaldırmakta bulan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Kara mizah türünde pazarlansa da izleyenler tarafından oldukça karanlık olarak yorumlanan film, yönetmenin filmografisine aşina olan ve anlatım üslubunu seven seyirciler için tatmin edici bir deneyim yaşatacağa benziyor.
The Mastermind 2025, yönetmen Kelly Reichardt.
Yönetmenlik kariyerine The Sleepwalker’la (2014) başlayan ve The Brutalist (2024) filmiyle En İyi Özgün Senaryo dalında Oscar’a aday gösterilen Mona Fastvold’un üçüncü filmi The Testament of Ann Lee, müritleri tarafından Dişi Mesih olarak adlandırılan Shaker Hareketi’nin kurucusu Ann Lee’nin gerçek olaylara dayanan ütopik bir toplum kurma hikâyesini merkezine alıyor. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan ve Gotham Ödülleri’nde En İyi Film ve En İyi Başrol Performansı (Amanda Seyfried) kategorilerinde aday gösterilen filmde Thomasin McKenzie, Matthew Beard ve Viola Prettejohn gibi genç oyuncuların performansı ise dikkat çekiyor.
The White Balloon (1995), The Mirror (1997), The Circle (2000) ve Taxi (2015) gibi önemli yapıtlara imza atan İranlı yönetmen Jafar Panahi’nin Cannes Film Festivali’nden büyük ödülle dönen son filmi It Was Just an Accident, bir grup İranlı eski siyasi tutsağın yaşadığı çelişkileri küçük bir aksiliğin yol açtığı zincirleme sorunlar üzerinden ele alıyor. Oscar Ödülleri’nde Fransa’yı temsil etmek üzere seçilen film, Gotham Ödülleri’nde de En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Uluslararası Film dallarında aday gösterildi. Sinemasal meziyetlerinin yanı sıra politik anlatısıyla da oldukça konuşulan ve yılın önemli yapıtlarından biri olarak görülen filmin ödül sezonunda da başarılı olması bekleniyor.
No Other Choice, 2025, yönetmen Park Chan-wook.
Gotham Ödülleri’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Başrol Performansı (Josh O’Connor) dallarında aday gösterilen The Mastermind, Wendy and Lucy (2008), Meek’s Cutoff (2010), Certain Women (2016) ve First Cow (2019) gibi filmleriyle bağımsız sinemada kendine olağanüstü bir filmografi inşa eden Kelly Reichardt’ın son filmi. Film, kariyerinde başarısız bir mimarın ve arkadaşlarının bir müzeye girip çaldıkları tabloları saklamaya çalışırken verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Özellikle prodüksiyon tasarımıyla ve O’Connor’ın performansıyla öne çıkan filmin ödül sezonunda kendine ne kadar yer bulacağı ise merak konusu.
Komedi filmlerindeki başarılı kariyeriyle bilinen Rose Byrne’a Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı ödülünü kazandıran If I Had Legs I’d Kick You, çocuğunun belirsiz hastalığıyla, ortalıkta olmayan kocasıyla ve terapistiyle giderek sertleşen ilişkisiyle hayatı alt üst olan Linda adındaki bir kadının hikâyesini merkezine alıyor. Senarist-yönetmen Mary Bronstein’in ikinci uzun metrajı olan film, Gotham Ödülleri’nde de En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Başrol Performansı (Rose Byrne) ve En İyi Özgün Senaryo dallarında aday gösterildi.
Ödül Sezonu Gotham’da Açılıyor yazısı ilk önce ArtDog Istanbul üzerinde ortaya çıktı.
